3 Aralık 2011 Cumartesi

Women of İstanbul İstanbul’un Hanımları

Önce ABD’de yayınlanan arkasından da Kalan Müzik etiketiyle Türkiye’de piyasaya çıkan Women of İstanbul (İstanbul’un Hanımları) albümünde, bugün isimlerini bile hatırlamakta zorlandığımız birçok sanatçının önemli kayıtları yer alıyor.
Bir süre önce Amerika’da yayınlanan Cumhuriyet Türkiyesi’nin ilk yıllarına ait Türk müziği albümü Women of İstanbul (İstanbul’un Hanımları), Türkiye’de de Kalan Müzik tarafından piyasaya sunuldu. 78 devirli madeni kayıtlardan oluşan İstanbul’un Hanımları albümünde yer alan Türkiye’nin en önemli kadın sanatçılarının eserleri, 1927– 1940 arasındaki müzikal zevki göstermesi bakımından önemli bir arşiv niteliği taşıyor.
Aralarında Türkiye’de sesi kayda geçmiş ilk kadınlardan olan Faide Yıldız ve Saadet Hanım’ın da yer aldığı çalışmada, Zehra Bilir, Fahriye Hanım, Safiye Ayla, Suzan Yakar Rutkay, Roza Eşkenazi, Müzeyyen Senar, Hamiyet Yüceses, Müşerref Hanım, Mahmure Handan Hanım, Perihan Altındağ, Necmiye Ararat, Küçük Nezihe, Nedime Gürses, Nezihe ve Sabite Tur gibi sanatçılar bulunuyor. Yaşadığı dönemlerde sahne ve radyonun en popüler isimleri arasında yer alan sanatçıların çoğunun gerek kayıtları gerekse biyografileri ile ilgili bilinenlerin yok denecek kadar az olması, bu albümün değerini daha da arttırıyor.
Eskiden Türkiye’deki plak şirketleri daha çok yabancılar tarafından kurulduğundan (1900–1940 yılları arasındaki) Türk müziğiyle ilgili nadir kayıtların çoğu yabancılar eliyle bizlere ulaşıyor.
Ayrıca ABD, Kanada, İngiltere gibi ülkelerde Türk müziği ile ilgili yayınların Türkiye’dekilerden daha iyi kalitede olması, Türk yapımcılarının bu ülkelerden albüm ithalatına sebep oluyor.
Mazisi çok eskiye dayanmayan plak tasarım, imalat ve satışının hikayesi Türk müziği tarihinin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Yeni yetenekler keşfetmek amacıyla Avrupa’yı bir baştan başa dolaşan Gramofon Kumpanyası’nın kurucularından Frederick Gaisberg’in bir süre sonra Türkiye’de ilgisini çeker. Ve bu amaçla 1900 yılında meslektaşı W. Sinkler Darby’yi de İstanbul’a yollayarak beğendiği sesleri kayıt yapmasını ister. Beraberinde portatif bir konuşan makine getiren Darby, Türk müziğinden numuneler kaydetmek amacıyla otelinde bir stüdyo kurar. İşte bu yıldan sonra Türk müziğinin en önemli kayıtları yapılmaya başlanmış ve 1927 yılında da düzenli gramofon kayıtlarına geçilmiştir. Balmumu kalıplar Hayes/Middlesex, İngiltere’ye götürülerek 78’li plakların yapımında kullanılmış arkasından da Memduh Ürün Orient Ekxpres’le tekrar Türkiye’ye gönderilerek satışa sunulmuştur. Türkiye’de plak üreten fabrikanın ise 1936’da kurulduğunu görürüz. Ancak bu tarihten önce de Türkiye’de Türk kumpanyasının olduğunu söyleyenler de vardır. Öte yandan Gaisberg’in gözetiminde Sahibinin Sesi olarak anılan plak şirketi de Türkiye’de temsilciliğini kurmuş ve bu şirket 1970’lere kadar Türkiye’deki en tanınmış kayıt kumpanyası olma özelliğini korumuştur. İstanbul’un Hanımları albümünde yer alan 22 eserin 18’i de Sahibinin Sesi kataloğundan alınmış.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Sahibinin Sesi Türkiye temsilciliğini yürüten Vahram Gesaryan’ın sahip olduğu 3 binden fazla kaydı 1972 yılında Coşkun Plak’a devrettiği söylenmektedir.
Hiç şüphesiz dönemin en saygın ve en ünlü kadın şarkıcılarındandır.
Kemal Atatürk için şarkı söyleyen ilk kadın sanatçı olması bir yana, bütün en ünlü tiyatrolarla birlikte radyoya, televizyona çıkmış, fimlerde rol almıştır. İlk ciddi müzik derslerini Eyyubi Mustafa Sunar Bey’den almış, makam bilgilerini efsanevî besteci Yesari Asım Arsoy’dan öğrenmiştir.
1930’da Darü’t–Talim–i Musiki Heyeti’ne katılmış ve Fahri Kopuz, Ahmet Ersoy, Sadettin Kaynak, Selahattin Pınar, Nevres Bey, Rakım Elkutlu ile çalışmaya başlamıştır. 500 plak kaydıyla birlikte birkaç küçük beste de yapmıştır.
Sadece Sahibinin Sesi için plak doldurmuştur. 1911’de İstanbul’da doğan sanatçı, Arap üslubunu taklit eden ilk şarkıcılardandır.
Halk türkülerini kentli bir üslupla söyleyip geniş kitlelere götürmeyi başarmıştır. 1912’lerde İstanbul’da doğan sanatçı mesleğe filmcilikle başlamış ve sahibi olduğu Halk Film Stüdyosu’nu işletmiştir. Yerli basının ona “Türk Hedi Lamar’ı” demesine rağmen sanatçı üslubunu kendi çabasıyla geliştirdiğini öne sürmüştür.
Batı’daki en ünlü rebetika şarkıcıdır. Sanatçının Udi Agapios Toumboulis, kemancı Dimitris Semsis ve kemençeci Lambros Leondaridis’in eşliğinde Yunanistan’da yaptığı kayıtların birçok derlemesi bulunmaktadır.
1922’de İstanbul’da doğmuştur. Üslup olarak Müzeyyen Senar ve Mefharet Yıldırım’dan etkilendiğini, Selahattin Pınar, Şevki Bey, Osman N. Bey’den ilham aldığını belirtmiştir. Sadettin Kaynak, Şükrü Tunar, Zeki Arif Bey bestelerini okumuştur.
1914’te İstanbul’da doğmuştur. Udi Fahri Bey’den nazariyat dersleri almıştır. Dergilerde çıkan en az iki makalede sanatçının derin bir nota bilgisine sahip olduğundan söz edilmektedir. Bu yüzden Necmiye Hanım’ın Batı müziği eğitimi gördüğü, hatta Hamparsum notasını bildiği söylenebilir.
1887 İstanbul doğumludur. Musiki hayatının hemen başında ünlü kemancılardan Bülbüli Salih’ten dersler almış ve onunla uzun bir Mısır yolculuğuna çıkmıştır. Bugün hâlâ unutulmaz parçası, 1935 tarihli bir plak ilanına göre onu hemen bir halk “kahramanı” haline getiren, bir Artaki Candan bestesi olan “Son Hatıra”dır.
Sahibinin Sesi...
Safiye Ayla
Saadet Hanım
Suzan Yakar Rutkay
Roza Eşkenazi
Perihan Altındağ
Necmiye Hanım
Nezihe Hanım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder