3 Aralık 2011 Cumartesi

Kadınların toplumdaki yeri

Toplumda darb-ı mesel haline gelmiş olan "Her başarılı erkeğin arkasında mutlaka bir kadın vardır" sözü bugün genellikle eşler için kullanılmakta ancak unutulan önemli bir gerçek var ki o da bu kadınların Fatihler, Kanuniler, Osman Gaziler, Saidler vs. yetiştiren anneler olabileceği.

Oğullarının başarılarındaki rolleri küçümsenemeyen bu analar cenneti ayakları altına alanlardan olsa gerek. Evlat yetiştirmedeki başarılarıyla zirveleri tutan böyle analar toplumda azalmakla birlikte yok değil ancak “altın nesil” için bunlar gibi binlercesine ihtiyaç var.
Ancak güzel olan şu ki böyle zaruri bir ihtiyacın bilincine varmış ve kanayan bu yarayı sarma gayretinde olan aydın ve fedakâr kadınlarımız da mevcut. 6 yıldır yürüttüğü eğitim formasyonu kurslarıyla hanımlara ve genç kızlara çocuk eğitimi ve aile düzeniyle alakalı ışık bilgiler veren eğitimci Necla Koytak, çalışmaları hakkında bizi aydınlattı. Sohbetimizi, çocuğunu eğitirken mutlaka bazı engellerle karşılaşmış olan tüm hanımların ilgisini çekeceği düşüncesiyle sayfamıza taşıdık. Hepimizin buradan mutlaka alacağı birşeyler olacaktır.
* * *
Necla Hanım, anne eğitimi kurslarını başlatma ve organize etme fikri sizde nasıl doğdu?
80’li yıllarda İstanbul Edebiyat Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü’nde okurken 0–6 yaş döneminin fertlerin temel kişilik ve karakter şekillenmesindeki önemi sıklıkla vurgulanıyordu. Çocuk eğitimi konusundaki kapsamlı bilgilerin fertlerin eğitiminde daha ilerki dönemlerde ve sınırlı mahiyette katkıda bulunacak kişilere yani öğretmen ve eğitimcilere verildiği halde ilk ve en kalıcı eğitimi veren ebeveynlere özellikle annelere ulaştırılmasını sağlayan ciddi ve kapsamlı bir eğitim düzenlemesi olmayışı akılalmaz bir çelişki olarak görünmüştü bana. Kadının eğitilip başarısı aile ve çocukları üzerinde saptanması gerekirken bugün toplumdan kadının işgal ettiği yer üstlendiği fıtratına aykırı sorumluluk oldukça manidardır. Kaldı ki toplumda kadın herhangi bir meslek alanında en yüksek kariyere ulaşsa bile toplumun katkısı genellikle kemmî mahiyette ve ancak aynı seviyedeki bir erkeğin sağlayabileceği türde bir katkı olabilir. Oysa anne olarak kadın, ileri bir eğitim formasyonu ile bir erkeğin asla başaramayacağı türde, çok boyutlu, zengin açılımlara ulaşan katkılar sağlayabilir. İşte bu fikri ve kadının, toplum için ne anlama geldiğini ifade etmek ve bu konuda onlara yardımcı olmak için bu kursları başlattık.
Peki açık bir ifadeyle vermek istersek kadın toplumun neresinde?
Kadın tam anlamıyla toplumun merkezindedir. Ve bunu hissetmesi onun ruh ve zihin planında bağımsızlığını geliştirmesini kolaylaştıracaktır. Nitekim derin ve kapsamlı sorumluluklar aynı ölçüde geniş bağımsızlık ve özgürlük gerektirir. Verdiğimiz eğitimle biz kadının ailenin günlük yaşamının sürdürülmesindeki merkezi rolü ve temel eğitim görevi ile üstlendiği kapsamlı sosyal işlevin etkisi ve toplumdaki belirleyici niteliği hakkında bilgilendirerek sorumluluklarını derinden duymasını sağlamaya çalışıyoruz. Ve diyoruz ki ancak böyle annelerin yetiştireceği çocuklardan aydınlık yarınlar beklenebilir.
Kadını toplumda sahip olduğu noktadan koparıp asli görevlerini unutturarak farklı bir yöne saptıran bu güç nedir sizce?
Bir toplumun tevhid veya şirk doğrultusunda yapılanması, o toplumda kadının sahip olduğu kimlikle sıkı sıkıya bağlantılıdır. Toplumsal kimliğin kuşaktan kuşağa aktarılmasında ise kadın kilit noktayı işgal eder. Bu bilimsel gerçek ışığında kadın, anne olarak toplumun inşasında özne konumunda ve fevkalâde “sosyal” bir görev ifa etmesi hasebiyle bu temel üretkenlik alanında güçlendirilmesi gerekirken “modern kölelik” sistemi çarklarını döndürmek üzere onu nesne konumuna itmekte sol kargaşası ve değersiz bir statüye mahkum etmektedir.
Ev kadınlığı ve annelik görevi küçümsenerek o alanla ilgili bilinç uyanıklığı ve özel duyarlılıklar geliştirmesinin özel donanımlar edinmesinin önüne geçilmektedir. Sonuçta kadının çocuğuna ilişkin kaygı ve tasarrufları sadece “çocuk bakımı” düzeyinde kalmakta; çocuğun ruhsal gelişimi annenin insiyaklarına kulaktan dolma bilgilere, tesadüflere, çevresel uyaranlara terkedilmekte. Böylece sistem bir taşla iki kuş vurmakta, yeni kuşakları hedef ve çıkarları doğrultusunda yönlendirmeyi de kolaylaştırmakta. Çocuk eğitiminde ilk hataların yapılmaması için bütün genç kızlara en az iki yıllık bir lisans eğitimi verilmelidir. Toplumun iç ve dış güvenliğinin korunması için genç erkeklerin mecburi bir askerlik eğitimine tabi tutulduğu gibi genç kızlar için de bu eğitim ülke çapında mecburi bir eğitim düzenlenmesi olarak planlanmalıdır.
Bunun getireceği temel ve somut sonuçlar neler olacaktır?
Bu çalışmalarla tüm genç kızlar, insan psikolojisine ve topluma hakim olan temel yasa ve mekanizmalar çocuğun ve gencin gelişim dönemlerine göre ruhsal özellik ve ihtiyaçlarına ilişkin sistemli bilgiler ve İslâmî ilimlerle techizatlandırılmış olacaktır. Böylece eğitim formasyonuna sahip annelerin çocuklarına genel yaklaşımları, eğitimci tutumları, disiplin uygulamaları çocuklarıyla iletişimleri ve onları yetenekleri doğrultusunda yönlendirmeleri daha bilinçli ve sağlıklı esaslara oturacaktır. Ayrıca bu formasyon evlilik kararlarında ve ilişkilerin yürütülmesinde gençlere, muhtaç oldukları bilgi ve basireti de sağlayacaktır.

Programlarınıza ilgi nasıl; beklediğiniz gibi genç kızlardan da ilgi görüyor musunuz?
Evet genel katılım oldukça iyi ve çoğunluğu da genç kızlar oluşturuyor. Fakat şartların sınırlı oluşu talebe gereken cevabı vermemizi engelliyor. Bahar ve güz dönemlerinde 3’er ay sürdürdüğümüz çalışmalarımızı destek gördüğümüz takdirde daha geniş zaman ve zeminde yürütme düşüncesindeyiz.
Yürüttüğünüz bu eğitim formasyonunun bir gün evrensel boyuta dönüşeceğini hiç düşündünüz mü?
Tabii ki. Kadınların bu geniş bilgilenme, aydınlanma ve aslî üretkenlik alanındaki rolüne gerektiği gibi ve onurla sahip çıkma hareketinin ulusal bir kadın hareketi iken giderek evrensel bir kadın hareketine dönüşeceğini düşünmek hatta Müslümanlar’ın Batı medeniyetine sayısız katkısı yanında bir başka onur verici katkı olarak tahayyül etmek hayli heyecan verici. Zaten ayeti kerimede de buyuruluyor ki: “Allah(c.c.) Peygamberi Müslümanlar için şahit ve örnek; Müslümanlar’ı ise insanlar için şahit ve örnek kılmıştır.”
Bu fikirleriniz ışığında formasyon olarak ele aldığınız temel konular nelerdir?
Genel olarak ele aldığımız konular: Eğitim; İslâm eğitim tarihi, eğitim felsefesi, eğitimde disiplin, rehberlik ve psikolojik danışma. Psikoloji; gelişim psikolojisini öğrenme, ahlak psikolojisi, karakter formasyonu, çocuk ve din, şahsiyet gelişimi, çocukta düşünme ve problem çözme, zeka psikolojisi, algı ve idrak, çocukta dil gelişimi, oyun psikolojisi, çocukta uyumsuzluk ve davranış, ruh sağlığı, din psikolojisi, İslâmî ilimler, tevhid akidesi, Kur’an bilgisi, İslâm ahlakı, fıkıha giriş, İslâm’da adalet kavramı, hadis usulü, dil ve mertebe. Ekoloji ve çevre; genel sağlık bilgisi, beslenme ilkeleri, tevhid akidesi ve kozmik denge, estetik ve sanat, seminerler vs.
Böyle önemli bir problemi tesbit ve tedavisi için gösterdiğiniz çalışmalar için tüm hanımlar adına teşekkür ediyor, çalışmalarınızın bekasını diliyorum, efendim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder