3 Aralık 2011 Cumartesi

Kamyoncu kadınlar

Partilerde kadın için kontenjan konusu tartışılırken, ticarette kadınlar yükselmeyi sürdürüyor. Nakliyeciliğin uluslararası boyutunda bugün kadın patronlar ve kadın yöneticilerin ağırlığı dikkati çe-kiyor. Türkiye'de yüzlerce kamyoncuya artık 'hanımağalar' hükmediyor. Direksiyona geç-meseler de, bu 'en erkek iş'e de hanım eli değdi sonunda.Kamyonculuk, ‘en erkek’ işlerinden birisidir bu ülkede. ‘Kamyoncu’ ifadesine yüklenen anlam her zaman çok erkeksi olmuş, hatta kamyoncuların kabadayı yönleri bir dönem reklam filmlerine bile konu edilmiştir. Ancak her alanda olduğu gibi, kamyonculuk işinde de uluslararası standartlar devreye girince, şartlar da değişmeye başlıyor. Zira atası kamyonculuk olan nakliyeciliğin uluslararası boyutunda bugün kadın patronlar ve kadın yöneticilerin ağırlığı dikkati çekiyor. Türkiye’de yüzlerce kamyoncuya artık ‘hanımağalar’ hükmediyor. Direksiyona geçmeseler de, bu ‘en erkek iş’e de hanımeli değdi sonunda. Suzan Hacıalioğlu, Ulustrans; Nilgün Keleş, Sertrans ve Ayşe Durmaz, Transsan şirketlerinin kadın patronları. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) üyesi taşımacılık firmalarında, değişen şartlara daha kolay uyum sağlamalarından olsa gerek, kadın patron ve yöneticilerin sayısı her geçen gün artıyor.
Türkiye’nin önde gelen taşımacılık ve nakliye firmalarından olan Ulustrans’ın patronu Suzan Hacıalioğlu’nun mesleğe başlamasında yaşadığı büyük acının etkisi var. Bugün 18 milyon dolar yıllık cirolu bir şirketi yöneten Hacıalioğlu’nun hikayesi kocasının ani vefatı ile başlıyor. 1989 yılında henüz genç bir şirket olan Ulustrans’ın patronu olan eşi vefat eden Suzan Hanım, “Eşimi cumartesi günü toprağa verdik. Ben geldim pazartesi şirketin başına geçtim. Çocuklarım küçük olduğu için başka şansım yoktu. Acımı içime gömerek çalışmaya başladım.” diyor. İşin başına geçmeden önce ev hanımı olan Suzan Hanım çalışanların katkısıyla kısa zamanda işi öğrenir. 500 bin dolar ciro ile aldığı şirketini ise bugün, pazarın yüzde 12’sine sahip, Türkiye’nin önde gelen taşımacılık şirketlerinden birisi haline getirmeyi başarır. Ulustrans halen Avrupa’ya kara ve tüm dünyaya deniz ve hava taşımacılığı yapıyor. Ulustrans’ın genel müdürlüğünü son dönemde Suzan Hanım’ın oğlu Olugun Hacısalihoğlu üstlenmiş; ama o halen aktif görevini sürdürüyor. Ulustrans’ta her yıl yaklaşık 3 bin kamyon yükleniyor. Suzan Hanım işe başlarken sektörde hemen hemen hiç kadın olmadığını belirterek, “Bu açıdan başlangıçta benim durumum biraz tuhaf oldu; ama sayımız giderek arttı. Hatta bayan yöneticilere müşteriler daha çok güveniyor. Lojistik müdürleri genelde bayanlardan oluşuyor.” diyor.
Ayşe Durmaz, halen kara taşımacılığı yapan Transsan firmasının sahibi ve genel müdürü. Uluslararası Nakliyeciler Derneği tarihindeki ilk ve tek bayan yönetim kurulu üyesi sıfatına da sahip olan Durmaz, başlangıçta sektörde hemen hemen hiç bayan olmamasına rağmen fazla zorlanmadığını belirtiyor. Kocası ve kardeşi ile Transsan’ı kuran Ayşe Hanım, “Biz 1985 yılında bu işe başladığımızda Almanya’dan gelen TIR’larda birçok kadın şoför oluyordu ve çok şaşırtıcı bir durumdu. Çünkü bizde sektör tamamen erkek egemen bir iş koluydu. Ama gelinen noktada kadın TIR şoförlerimiz olmasa da artık kadın çalışan sayısı çok arttı.” bilgisini veriyor. Kendisinin şoförlük hariç sektörün her noktasında çalıştığını da belirtiyor Ayşe Durmaz ve devam ediyor: “Gümrükler, araç yüklemeleri dahil her noktada çalıştım. Ben her noktada bizzat işimin başındaydım, sadece ofiste oturarak patronluk yapmadım. Hatta bir gün bir nakliye firması sahibi benim çalışmalarımı görerek, kendi şirketinde bana iş teklif etti. Çünkü ben her noktada çalıştığım için benim başka bir firmanın patronu olduğumu tahmin etmemiş. Benim kendi şirketim olduğunu söyleyince adam çok şaşırdı.”
Ayşe Durmaz, “Biz başlangıçta kamyoncuyduk, bizim asıl mesleğimiz kamyonculuk.” diyerek, değişen şartların kamyonculuğu bir lojistik işine dönüştürdüğünü belirtiyor. Yani bir taşımacılık firması, yükünü taşıdığı üreticinin birçok sorumluluğunu da üstleniyor. Malın gümrüklenmesinden servis yapılmasına kadar her noktada bulunduklarını belirtiyor. Ayşe Durmaz, kadınların artık her sektörde olması gerektiğini ve bunun garipsenmemesi gerektiğini vurguluyor. Kadınların gerek yönetici gerekse çalışan olarak her sektöre çok şey kattıklarını belirten Durmaz, “Ben Nakliyeciler Derneği yönetiminde ve kendi şirketimde bunu gördüm. Çalışma alanlarına kadınların katkısını çok önemli buluyorum.” diyor.
Kadınlar için zor ama sektörde varız!
Nilgün Keleş’in nakliyecilik öyküsü ise 1989 yılında, kurucusu ve ortağı olduğu Sertrans firması ile başlıyor. Aslında üniversitede Fransızca okuyan Nilgün Hanım, eşi Hakan Keleş ile Sertrans’ı kurar. Şirketi iki arkadaş olarak kuran ve kuruluştan altı ay sonra da evlenen Nilgün ve Hakan Keleş, şirketlerini evlilikleri ile birlikte inşa ederler. Halen İspanya ve Fransa gibi pazarlarda Türkiye’den çok daha iyi tanınan, geçen yıl ülkemizin taşımacılık sektöründeki en büyük üç firmasından birisi seçilen, son olarak da İspanya’dan kalite ödülü alan Sertrans’a uluslararası kimlik kazandırma görevi Nilgün Keleş’e ait. O, elinde valizi ile sürekli Avrupa ülkelerini dolaşarak şirketini anlatıyor ve yeni müşterilere ulaşıyor.
Nilgün Keleş, Türkiye’de birçok sektörün kadınlar için daha dezavantajlı ve zor çalışma koşullarına sahip olduğu tespitini yaparak, bu zorlukların, ‘nakliye’ sektörü söz konusu olduğunda daha fazla arttığı tespitini yapıyor. Türkiye’nin gelişim ve değişim sürecinde artık kadınların da nakliyecilik ya da geleneksel tabiriyle kamyonculuk işinde olduklarını belirten Keleş, “Başlangıçta bu sektörde erkekler bizi kabullenmek istemedi.
Halen daha bir kadın olarak müşterilerle diyaloğa geçmekte zorlandığım oluyor. Hatta ‘kocan niye yok sen ortadasın’ gibi bir hava bile oluşuyor. Ancak kadınların bazı işleri yapamayacakları imajı bize güç veriyor. Başarmak zorunda hissediyoruz kendimizi.” diyor. Nakliye sektöründe artık bir kadın ağırlığından söz etmenin yanlış olmayacağını da belirten Keleş, “Geçmişten gelen imajı silmek gerçekten zor. Nakliyecilik biraz kaba saba ve erkeklere yakışan bir iş kolu gibi algılanıyor. Gerçekten kadınlar için zor bu meslek. Bir nakliye firmasında bir kadının yönetici olabilmesi gerçekten önemli bir olaydır.” tespitini yapıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder