3 Aralık 2011 Cumartesi

Nefret konuşmaları

Nefret konuşmaları, bugün iletişim bilimcilerin tarif ettikleri gibi, birer iletişim olayıdır. Nefret konuşmaları, saldırgan ya da tacizkar konuşmalar ile dönüşümlü olarak kullanılan bir anlama sahiptir. Nefret konuşmalarında kullanılan kelimeler silahlar gibidir. Kelimeler, pusuya düşürmek, terörize etmek, yaralamak, hakaret etmek, rezil etmek, haysiyet kırmak, alçaltmak anlamlarını ihtiva eder.
İletişim bilimci Calvert'in kaleme almış olduğu "Hate Speach and Its Hams..." (Nefret Konuşmaları ve Zararları) makalesinde, nefret konuşmaları ırk ayrımcı, cins ayrımcı görüşler çerçevesinde, çeşitli iletişim modelleriyle irdelemeye alınır.
Son on beş yılda Batı'da yapılan çalışmalara bakıldığında, nefret konuşmalarıyla ilgili makalelerin büyük çoğunluğunun hukuk ağırlıklı olduğu görülür. Aslında bizde de durum böyledir. Belli bir gruba yönelik olarak yapılan bu tür konuşmalar, belli bir grubun üyelerinin negatif yönlerini ortaya çıkarmaya ve onları aşağılamaya yöneliktir. Nefret konuşmaları, aşağılık duygularını yüceltir; ırka, cinsiyete dayalı grup tanımlarını kolaylaştırır. Mesela, pornografi ticareti böyle ayırımcılık üzerine gelişme göstermiştir. Pornografik konuşma/yazma/görme erkekler tarafından, kadınlara karşı kullanılan bir güç biçimidir ve erkeklerin kadınlarla eşit olmadıkları düşüncesi egemen düşünce olarak benimsenir.
Nefret konuşmaları, en genel olarak ayrımcılığı temel alır. Bir iletişim biçimi olarak bakıldığında nefret konuşmaları, diğer iletişim biçimlerinde de görüldüğü gibi, kaynağa (nefret konuşmacısına), mesaja (semboller ve nefret kelimelerine), kanala (araçlara), alıcı ve hedef kitleye ihtiyaç duyar. Böylesi bir mesaj akımıyla nefret konuşmaları eşitlikçi olmayan dağılımları beraberinde getirir. Negatif imajlar üretilir, belli gruplar üzerine gidilerek üretilen negatif imajlar içselleştirilir.
Dünyadaki suç dağılım oranlarına bakıldığında, bugün birinci sırayı alan suç türü nefret suçlarıdır. Bir dönemin gelir eşitsizliğinden, mülkiyet eşitsizliğinden kaynaklanan suç türleri yerine nefret suçlarının yerini alması, nefret konuşmalarıyla yakından alakalıdır. Çünkü nefret konuşmaları, sosyal yapılanmalarda eşitsiz dağılımları beraberinde getirmekte ve bu eşitsizlik içinde tarafların bir kısmı konuşma hakkı bile elde edemezken, bir kısmı nefret konuşmalarıyla konuşma hakkı elde edemeyenler üzerinde güç kurmaktadır.
Nefret konuşmalarıyla alakalı olarak söylenecek en önemli şey, artık bu tür konuşmaların sadece hukuki olmadığı, sosyal gerçeklik üzerinde ne tür etkilere sahip olduğudur. Mesela bugün Stanford Üniversitesi, nefret konuşmalarına karşıt bir politika içinde olduğunu ve bu tür konuşmaların kurumsal olmadığını deklare etmiştir. Uzun dönemli etkilere sahip olan nefret konuşmaları, sadece hukuki bir zeminde tartışıldığı sürece, ülkemizde de olduğu gibi pek bir gelişme kaydedilmeyecektir.
Kimler, nefret konuşmalarıyla, kimleri nasıl ve ne şekilde aşağılamakta, taciz etmekte, yaralamakta, vs... Hedef kitleler kimlerdir, bu tür kitleler var mıdır? Bu soruların cevabı hukuktan ziyade, toplumu oluşturan bireylerde, gruplarda arandığı sürece nefret konuşmalarının etkileri açık ve net bir biçimde ortaya konacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder