3 Aralık 2011 Cumartesi

Türk Kadınının özellikleri

Efes Pilsen'in, Türkiye'deki kadın profilini belirlemek üzere Taylor Nelson Sofres Piar Şirketi'ne yaptırdığı araştırmaya göre, kadınların yüzde 14.5'i her gün çamaşır yıkıyor, yüzde 50'si her gün yerleri, yüzde 51.6'sı banyo ve mutfağı temizliyor, yüzde 3'ü her gün camları
siliyor ve yüzde 94'ü her gün bulaşık yıkıyor. Her gün yemek yapan kadınların oranı ise 70.8. Ortaya çıkan tablo Türk kadınının her gün ‘‘köle gibi’’ çalıştığını gösteriyor.


Türk kadınları ister çalışsın, ister ev kadını olsun, yaşamının büyük bir bölümünü ev işleriyle geçiriyor. Türkiye'nin kadın profilini belirlemek üzere yapılan bir araştırmaya katılan kadınların yüzde 18.7'si, yani neredeyse 5'te 1'i kendisini ‘titiz’ olarak tanımladı.

Kadınların yüzde 14.5'i her gün çamaşır yıkıyor, yüzde 50'si her gün yerleri, yüzde 51.6'sı banyo ve mutfağı temizliyor, yüzde 3'ü her gün camları siliyor ve yüzde 94'ü her gün bulaşık yıkıyor. Kendini ev işlerine adayan Türk kadınları arasında haftada bir kaç kez perdeleri yıkadığını söyleyenler bile var. Ev işlerinde düzenli ya da düzensiz yardımcı çalıştıranlar ise kadınların sadece yüzde 7.6'sını oluşturuyor.


Yemek pişirmek de kadınların en önemli günlük işlerinden biri. Evli olsun olmasın, Türk kadının yüzde 70.8'i, kendi yemeğini yapıyor. ‘Ben hiç yapmam’ diyenler ise sadece yüzde 9 oranında. Evlerimizde en çok pişen yemeklerin başında ise sulu sebze yemekleri geliyor. Bunu pilav ve makarnalar ile çorbalar izliyor. Dışarıda yemek yeme alışkanlığı ise çok az.


Kadınların yüzde 77.3'ü fast food türü yerlerde, yüzde 69.9'u ise restoranlarda yemek yemediğini söylüyor. Ancak yüzde 4'lük bir kesim haftada bir kaç kez dışarıda yemek yediğini belirtiyor. Ailelerin yüzde 78.3'ünde akşam yemeği için tüm fertlerin eve gelmesi bekleniyor. Efes Pilsen'in Taylor Nelson Sofres Piar Şirketi'ne yaptırdığı araştırmaya katılan kadınların yüzde 2.3'ü ise yalnız yaşadığını söyledi.

Araştırma, Türk evlerine, Batı ülkelerine kıyasla oldukça geç giren tuvalet kağıdı ve kağıt peçetelerin de gitgide yaygınlaştığını ortaya koydu. Toplam 17 ilin kent ve kırsal kesiminde yüzyüze yapılan araştırmaya katılan kadınlardan yüzde 61.3'ü tuvalet kağıdının, yüzde 64.2'si de kağıt peçetenin evde sürekli kullanıldığını belirtti. Tuvalet kağıdını hiç kullanmayanlar yüzde 9.2'yi oluştururken, kağıt peçete girmeyen evler de yüzde 2.6 olarak belirlendi. Türk kadını, çöpü torbayla atma alışkanlığını edindi ama çöp torbası kullananlar sadece yüzde 11.2'yi oluşturuyor. Yüzde 77.1'i oluşturan büyük çoğunluk alışverişlerle eve gelen naylon poşetleri tercih ediyor. Çöp torbası kullanmayanların oranı ise yüzde 15.5.


Türk kadını kanseri takmıyor


Türk kadınları, sağlık sorunlarını gözardı ediyor. Televizyon ve gazetelerden yapılan tüm uyarılara karşı, kanser kontrolü yaptıran kadınlarımızın oranı, sadece yüzde 2.5 düzeyinde. Yüzde 97.5 oranında kadın ise kanseri ciddiye almıyor, kontrol yaptırmıyor.

DOKTORA GİDİYOR, İLAÇ KULLANIYOR Son 3 ay içinde kadınlarımızın yüzde 40.3'ü en az bir kez doktora uğramış. Türk kadınlarının yüzde 58.6'sı, en az ayda bir kez rahatsızlık nedeniyle ya da korunma amaçlı ilaç kullanıyor. Kullanılan ilçlarda ilk sırayı yüzde 38'le ağrı kesiciler alırken, onu yüzde 16.3'le vitaminler izliyor. Kullanılma çokluğu bakımından, soğuk algınlığı ilaçları yüzde 8'le 3'üncü, mide ilaçları yüzrde 7.7'le dördüncü, tansiyon ilaçları yüzde 7.6 ile 5'inc ve romatizma ilaçları yüzde 6.7'yle 6'ncı sıraya oturuyor.




DİŞ HEKİMİNİ SEVMİYOR Türk kadını, diş hekimine gitmeyi de sevmiyor. Kanser kadar olmasa da diş sağlığını da ciddiye almıyor. Efes Pilsen'in Taylor Nelson Sofres Piar Şirketi'ne yaptırdığı ‘Türkiye Kadın Profili Araştırması’ Türk kadınının, yüzde 55.4'ünün, diş hekimine 2-3 yıl arayla gittiğini ya da hiç gitmediğini ortaya çıkardı. Kadınların yüzde 10.9'u ise dişlerini hiç fırçalamıyor.



Günde 2-3 kez dişlerini fırçalayan, yüzde 16.9, günde 3 kez fırçalayanlar ise sadece yüzde 1.8 oranında kaldılar. Çoğunluk yüzde 39.7 ile günde ya da 2 günde bir dişlerini fırçalıyor. Haftada 1 ya da daha fazla diş fırçalayanlar yüzde 25.5, ayda 1-2 kez ve daha seyrek diş fırçalayanlar ise yüzde 5.2 oranlarındalar.


Türk kadını kahverengi gözlü, kahverengi düz saçlı

Türk kadınları üzerinde yapılan bir araştırma, kadınlarımızın kınasını, boyasını, lensini bir yana ayırarak, gerçek renklerini belirledi. Araştırmaya göre Türk kadınlarının yüzde 51.5'i kahverengi saçlı ve yüzde 58'inin saçları düz. Göz renginde de yüzde 70'le, kahverengi/siyah renk ilk sırayı alıyor. Büyük kentlerde, sokakta gördüğünüz kadınların yarısı sarışın olsa da doğuştan sarışınlar, Türk kadınının sadece yüzde 6.7'si. Moda olmadığı zaman sık görülmeyen kızıl saç ise gerçekte yok denecek kadar az. Türk kadının sadece yüzde 2.3'ünün saç rengi gerçek kızıl.
Türk kadınları teknolojiyi seviyor
TÜRK kadınlarının zamanlarını en iyi şekilde değerlendirmek için pratik çözümler bulmaktan yana oldukları ve teknolojiyi sevdikleri ortaya çıktı. Motorola, Türkiye, Almanya, İtalya, Belçika, İspanya, Hollanda, Mısır ve Fransa'da yaptığı araştırmada kadınların iletişim ve mobil telefonların zaman planlamadaki etkisini ölçtü. Bu araştırmaya göre, Türk kadınları hayatı kolaylaştırıp pratik çözümler sunduğu için teknolojiyi seviyorlar. Cep telefonunu da önemli bir yardımcı olarak görüyorlar. Herhangi biriyle herhangi bir zamanda irtibata geçebileceklerini bilmeleri, Türk kadınlarına güven ve rahatlık veriyor. İtalyan kadınları ise teknolojiden korkuyor, mobil telefonların hayatı kolaylaştırmaktan çok, komplike hale getirdiğini düşünüyor. Hollandalı kadınlar teknoloji ve mobil telefondan hoşlanmazken Mısırlı kadınlar mobil telefonları özgürlüğe açılan gizli bir kapı olarak algılıyor. Alman kadınları da mobil telefonlara önem veriyor ve kolay kullanımla dış görünüş mobil telefon seçiminde ön plana çıkıyor
Kadın hakları
Demirel, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanınmasının 64'üncü yıldönümünü nedeniyle yayınladığı mesajda, Atatürk'ün çağını aşan ileri görüşlülüğü sayesinde, Türk kadınının bu hakka 64 yıl önce kavuştuğunu hatırlattı. Demirel, 1926 yılında kabul edilen ve hayatın her alanında köklü değişikliklere yol açan Medeni Kanun'un, Türk kadınının toplumsal yaşama katılmalarının önünü açtığını da vurguladı.
Başbakan Mesut Yılmaz, kadınların sosyal ve özellikle siyasal yaşama katılımlarının artırılmasının, Türkiye'nin aydınlık yarınları için büyük önem taşıdığını bildirdi. Yılmaz, ‘‘75 yıldır gelinen noktada üzerlerine düşen sorumluluğu fazlasıyla her alanda başarıyla taşıyarak yerine getiren kadınlarımız, gurur kaynağımız olmuştur’’ dedi.
TBMM Başkanı Hikmet Çetin ise kadınlara seçme ve seçilme hakkı veren Atatürk ve 4. Dönem Milletvekilleri'ni şükranla andı. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da yayımladığı mesajında, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın önlemesi gerektiğini vurguladı.
CHP İzmir Kadın Kolları, Atatürk'e şükranlarını, bir dizi etkinlikle ifade ederken, Ankara Yenimahalle Belediyesi'nce, ‘Kadınlararası Yol Koşusu’ gerçekleştirildi. Bu yıl 10'uncusu düzenlenen koşu, Atatürk Orman Çiftliği Koşu Parkuru'nda yapıldı. 3 bin metrelik koşuyu Sevim Keleş 9 dakika 9 saniyelik derecesiyle birinci bitirdi.
5 Aralık Kadın Hakları Günü
Türk kadınları 3 Nisan 1930 tarihinde belediye ve il genel meclislerine, 1933 yılında muhtar ve ihtiyar heyetine seçilmeyi ve 5 Aralık 1934'te de milletvekili seçme ve seçilme haklarını elde etti. Kadın milletvekillerinin parlamentoda en yüksek oranda temsil edilmesi, kadınların katıldığı ilk genel seçimlerin yapıldığı 1935 yılında oldu. Bu dönemde parlamentoya giren 18 kadın milletvekilinin toplam parlamenterler içindeki oranı yüzde 4.6 ile cumhuriyet döneminde en yüksek kadın üye oranını oluşturdu. Günümüzde ise Meclis'teki kadın milletvekili sayısı 13, oranı ise ancak yüzde 2.4.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder