3 Aralık 2011 Cumartesi

Az Uyumanın Nimetleri ve Daha az uyumanın sırrı


Hikmet ehli buyuruyor ki:
Kaynak : yorumla.net - [ ]
Allah sevgisinin alametlerinden birisi az uyumaktir. Gece çok az, gündüz çok uyumak, hastaliga sebep olur. Az yemek bedene, az uyumak ruha rahatlik verir. Çok uyumak zararlidir. Çok yiyip içen istemese de çok uyur. Az yiyip içmek ve az uyumak gerekir. Çok yiyen çok su içer. Çok su içen çok uyur. Çok uyuyanin ömrü uyku ile geçtigi için dünya ve ahiret kazancina mani olur. Bir hadis-i serifte, (Islerin hayirlisi vasat olanidir. Din, ifrat ve tefritin ortasindadir) buyuruldu. (Beyheki)

[Vasat, orta yoldur. Ifrat, normalden fazla, tefrit, normalden az demektir. Mesela çok uyumak ifrat, pek az uyumak tefrittir. Çok yiyip içmek ifrat, çok az yemek tefrittir.]

Uykuya düskün murada eremez, gece dagilan nimeti göremez. Cenab-i Hak her gece, (Dua eden yok mu, duasini kabul edeyim) buyurur. (Buhari)

Hadis-i seriflerde buyuruldu ki:

(Ümmetim için en çok korktugum sey, göbek büyüklügü, uykuya devam, tembellik ve iman zayifligidir.) [Deylemi]

(Yemekten sonra uyumak kalbi katilastirir.) [Ibni Mace]

(Çok uyumak, insani ahirette fakir eder.) [Beyheki]

(Allahü teâlâ, çok uyuyani sevmez.) [I.Gazali]

(Sabah uykusu, acizlik, tembellik, gevseklik ve unutkanliga sebep olur.) [I.Maverdi]

(Sabah namazindan sonra, günes dogana kadar uyumayin!) [Beyheki]

(Sabahlari uyuyan sirt ve bel agrilarina müptela olur.) [I.Sarani]

(Kusluk uykusu zamansiz, kaylule faydalidir. Aksam üstü uyumak ahmakliktir.) [I.Maverdi]

(Çok yiyip içene ve çok uyuyana Allahü teâlâ bugzeder.) [I.Gazali]

(Annesi, Hz. Süleyman’a "Çok uyuma, çok uyku kiyamette insani fakir birakir" dedi.) [Ibni Mace]

(Sabah uykusu rizka manidir.) [Beyheki]

Hz.Fatima anlatir: Sabah namazindan sonra yattim. Babam, beni uyandirip, (Kizim kalk, gafillere benzeme! Allahü teâlâ riziklari, sabah namazinin vaktinde verir) buyurdu. [Beyheki]

Allahü teâlâ, (Beni sevdigini söyleyip de, sabaha kadar uyuyan, yalancidir. Çünkü dost, dostla sohbet ister. Gafleti birakip beni anar, sohbetime kavusur) buyurdu. (M.Name)

Sabah kalkarken

Erken yatip erken kalkmaya çalismalidir! Özürsüz sabah vakti uyumak uygun degildir. Hadis-i serifte buyuruldu ki:
(Günün evvelinde uyumak akli azaltir, ortasinda uyumak [kaylule yapmak] enbiya ve evliyanin ahlakindandir. Gündüzün sonunda uyumak tembelliktir.) [Sir’a]

(Su dört seye riayet edenin kendisi ve aile efradi muhtaç duruma düsmez:
1- Sabahtan önce kalkip namaz kilmak,
2- Vakit girmeden abdest almak,
3- Ezandan önce mescide girmek,
4- Vitir namazindan sonra konusmamak.)

Her sabah kalkinca sunlari yapmalidir:
1- Kalkar kalkmaz Allahü teâlâyi anmali!
2- Durumuna uygun sekilde giyinmeli!
3- Abdest almali! Hep abdestli durmaya çalismali!
4- Namazi vaktinde ve noksansiz kilmali!
5- Rizki Allahü teâlânin verdigine inanip helalden talep etmeli!
6- Allahü teâlânin taksimatina razi olmali, verdiklerine kanaat etmeli!
7- Allahü teâlâya tam tevekkül etmek.
8- Allahü teâlânin takdirine razi olarak sabretmeli!
9- Onun verdigi bütün nimetlere sükretmeli! En büyük nimet müslüman olmaktir.
10- Helalinden kazanip helalinden yemelidir! (T. Gafilin)

Her sabah (Kendimin, aile efradimin rizkini helalden kazanip, kimseye muhtaç olmamak, ibadetlerimi uygun yapabilmek ve insanliga hizmet edebilmek için isime gidiyorum) diye niyet etmelidir!

Evden çikarken Âyet-el kürsiyi, eve girerken de Ihlas-i serifi okumalidir! Hadis-i seriflerde buyuruldu ki:

(Evinden çikarken "Bismillah, tevekkeltü alellah, La havle vela kuvvete illa billah" diyen, tehlikelerden korunur, seytan ondan uzaklasir.) [Tirmizi]

(Eve girerken Ihlas suresini okuyan, yoksulluk görmez.) [Tefsir-i Kurtubi]


Alıntı!
 
 
Daha az uyumanın sırrı

Lale, sabahları uyanamamaktan son derece üzgündü. Saat çalıyor; ama Lale uyku mahmurluğuyla saate uzanıyor ve saati kapatıp uyumaya devam ediyordu. Bu yüzden de bir sürü yere geç kalıyor ya da sabah yapılması gereken işleri yapamıyordu.
Uykuya doyamıyor; sekiz saatten aşağı hiçbir uyku ona hiç yetmiyordu. Arkadaşı Merih ise günde üç dört saat uykuyla dolaşabiliyor; bu durumu hiç sorun etmiyordu. İki genç kız bazen birlikte kalıyorlar; Merih sabah beş-altı gibi kalkarken Lale sekizden önden önce yataktan doğrulamıyordu. Lale, Merih'in bu özelliğine gıpta ediyor; nasıl yaptığını soruyordu. Ancak Merih de nasıl daha az uyku ile idare edebildiğini tam bilmiyordu. Neden bazılarının daha az uyuyarak yaşayabildiği ve bazılarının daha çok uykuya ihtiyaç duyduğu bir sır gibiydi. Sonunda bu konudaki kitapları okumaya karar verdiler.
Lale'nin okuduğu bir kitapta insanların yüzde üç-dördünün iki-üç saat uykuyla yaşayabildiği, yüzde elliden fazlasının ise sekiz buçuk saat uykuya ihtiyaç duyduğu belirtiliyordu. Geri kalanlar ise üç saat ile sekiz saat arasında bir uykuyla idare edebiliyordu. Peki bu farklar neden kaynaklanıyordu? Yapılan araştırmalar, 200 saat hiç uyumadan yaşayabilen insanlar olduğunu gösteriyordu. Bu bilgi, insanın hiç uykuya ihtiyacı olmadığını gösterebilirdi. Ancak 200 saatlik uykusuzluktan sonra zihinde ve ifadelerde karışıklık, bulanıklık hakimdi. Uyku ile ilgili kuramlardan bir tanesi, insanın günlük yaşamdaki bilgilerini uyku sırasında beyninin kitaplığına yerleştirdiğini iddia ediyordu. Uyunmadığı zaman bu dosyalama işlemi yapılamıyordu. Ancak bu konuda bir ayrıntı vardı. Yeterince uyunamadığı zaman bu dosyalama işlemi gerçekleşmiyordu. Uyku beş aşamalı bir süreçti. Dosyalama işlemi beşinci aşamada gerçekleşiyordu. Bu beşinci aşama "REM" denilen (Rapid Eye Movement-Hızlı Göz Hareketi) aşamaydı. İnsanlar beşinci aşamada alt beyin rüyaları görüyor; gözler de sanki bir aksiyon filmi izlercesine hızlı bir şekilde hareket ediyordu. Hızlı göz hareketlerini açıklayan tam bir kuram henüz gelişmemişti. Melih Arat bir söyleşisinde, beşinci aşamada uykudaki göz hareketlerinin beynin bir işlemi ters gerçekleştirmesiyle ilgili olabileceğini söylemişti. Uyanıkken göz gördüklerine ilişkin bilgiyi sinirler aracılığıyla beyne ulaştırıyor ve beyin onu bir resme dönüştürüyordu. Alt beyin rüyalarının görülmesi sırasında bunun tersi oluyordu. Beyin resmi kendi kendine görüyor; sanki onu gözüyle görüyormuşçasına gözlerine onu takip etmesine ilişkin talimatlar gönderiyordu. Melih Arat, neden bazı insanların az uyuyarak yaşayabildiğini, bazılarınınsa yaşamadığını açıklamak için de bir model bulmuştu.
Sekiz saat uyuyan sıradan bir insan belki dördüncü beşinci saatten sonra "Hızlı Göz Hareketi" aşamasına geçebiliyordu. Alarmlı saat çaldığında beyin o dosyalama işlemlerini tamamlamadıysa kişi kalkamıyordu. Kısa süre uyuyan nadir yüzde üçlük kesim ise, başını yastığa koyar koymaz "Hızlı Göz Hareketi" moduna giriyor ve dosyalama işleri bittiğinde rahatça kalkabiliyordu. Eğer herkes "Hızlı Göz Hareketi" moduna hızlıca girebilse, herkes daha az uyuyabilirdi.
Hızlı Göz Hareketi moduna girmenin sırrı ise gün içinde zihinsel ve fiziksel olarak yorulmaktı. Hızlıca uykunun beşinci aşamasına geçebilmek içinse hem zihinsel, hem de fiziksel olarak yorulmak gerekiyordu. Diyelim ki, bütün gün üniversite hazırlık problemi çözer gibi problem çözmek ve iki saat koşmak gerekiyordu ya da bunların alternatifleri; Uzun süre bir şey yazmak, bir konuşma yapmak, bisiklete binmek, yük taşımak ve benzerleri. Kısa süre uyku uyumak için bunları bir gün yapmak da yetmiyordu. Sürekli yapmak gerekiyordu. Teori tersine çalışıyordu. Her iki yönden de çok yorulan insanların daha fazla uyuması ve dinlenmesi gerektiği düşünülüyordu; ama bu insanların hızlıca beşinci aşamaya geçebildikleri için daha az uyku onlara yetiyordu. Bir de zihinsel ve fiziksel olarak çok çalışarak üreten insanların başarı duygusu daha yüksekti. Onlara fazladan enerji veriyordu. Lale, her gün çok miktarda kitap okumaya ve düzenli olarak spor yapmaya karar verdi. İki hafta sonra beş saatlik uyku ona yetmeye başlamıştı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder