3 Aralık 2011 Cumartesi

Güne enerjik başlayın

Hem erkenden uyanıp, hem de tüm gün boyunca zinde olmak istiyorsanız bu 10 öneriye kulak verin.

Esneme hareketleri
Yoga hareketlerinde olduğu gibi yavaş yavaş ve ufak ufak esneme hareketleri yapmak, vücudunuzun nazik bir şekilde enerji toplamasına yardımcı olacaktır. Bu hareketler aynı zamanda zihninize odaklanmanızı sağlayacak, sabah mahmurluğunu üzerinizden atıp güne zinde başlamanızı sağlayacak.

Egzersiz
Uyanmanız gereken saatten sadece yarım saat önce kalkmanız yeterli. İnanın buna değer; çünkü saba uyandığınızda yapacağınız egzersiz hareketleri kan akışınızı toparlayacak ve gün boyunca kendinizi zinde hissetmenizi sağlayacak. Yapacağınız 40 dakikalık yürüyüşün etkisini düşünün artık…

Dozunda kafein
Kafein elbette ki ayılmanızı, enerji toplamanızı sağlayacaktır. Ama kafeini dozunda almak çok önemli. Çünkü fazlasını aldığınızda çok daha sağlıksız olabilir. Bizim önerimiz sadece bir bardak kahve; çünkü bu şekilde enerjinizi gün boyunca sabit bir şekilde hissedebilirsiniz.

He zamanki gibi; su
Her sağlık meselesinin altından çıkan su, gün boyunca enerji sahibi olmanız için de önemli. Üstüne üstlük uyku esnasında vücudunuzun stokladığı suları kullandığını biliyor muydunuz? Dolayısıyla sabah uyanır uyanmaz vücudunuzun susuzluğunu içebildiğiniz kadar fazla suyla gidermeniz çok önemli.

İstikrarlı uyku
Düzenli bir uykunun sağlığımız açısından önemi çok; enerjimiz açısından da aynı şekilde… Her gece yatağa aynı saatte girip, her sabah aynı saatte uyanmak, vücudumuzun en sevdiği şeylerden biri olan düzeni, tutarlılığı ona vermek demektir. Vücudumuz da karşılığında bize gün boyu zindelik verir.

Huzurlu bir müzik
Güne yumuşak, naif ve huzur dolu sevdiğiniz bir şarkıyı duyarak başlamak gerçekten de gün boyunca modunuza olumlu etkisini yansıtacaktır. Çılgın gibi bağıran bir alarmla uyanmak yerine güzel bir müzikle uyanmak, hızla atan bir kalple uyanmak yerine sakin bir şekilde güne başlamanızı sağlayacak.

Elektrik devre dışı
Yatmadan önce televizyon, bilgisayar gibi tüm elektronik aletleri devre dışı bırakın. Hatta bunu yatmadan bir saat önce yapın. Çünkü bu aletler uyku kaliteniz açısından sağlıksız olduğu gibi uykuya geçişinizi, konsantrasyonunuzu da zorlaştırır.

Sabah duşu
Sabah uyandığınızda alacağınız kısacık bir duşun bile gün boyunca sahip olacağınız enerji açısından önemi çok büyük. Hem suya temas ederek pozitif bir şekilde güne başlayacaksınız; hem de vücudunuzun dirildiği gibi kendinizin de ne kadar zinde olduğunuzu fark edeceksiniz.

Kahvaltı
Akşamları hafif bir yiyecekle idare etmiş olan bedeninizin sabah uyandığında dayanıklı ve kuvvetli olması için esaslı bir kahvaltıya nasıl da ihtiyaç duyduğunu tahmin edersiniz. Erken başladığınız bir güne, bir de sağlıklı bir kahvaltıyla başlarsanız, bu ikilinin etkisini tüm gün hissedebilirsiniz.

Derin bir nefes
Nefesimizi kullanmak, hem de doğru kullanmak çok önemli. Sabah uyanır uyanmaz, tüm gün yapacağınız işleri düşünüp içinizi karartmak yerine; öncelikle derin nefes egzersizleri yaparak aklınızı ve bedeninizi rahatlatıp, sakin bir şekilde iş planınızı yapmanızın faydasını göreceksiniz.

Enerjik olmak için ne yapmalı

Enerjik olmak için ne yapmalı
Halsizlikten yakınmayın enerjinizi iyi kullanın
Hele yılın bu döneminde, kendinizi çok ama çok yorgun hissediyorsunuz.
- İnan gözümü açamıyorum şekerim, kolumu kaldıracak halim yok...
- Ay sende mi! Herkes öyle vallahi. Havalardanmış. Yapacak birşey yok!
Var. Yapacak şeyler var.
Evet, kışın enerji kaynağımız güneş ışınları azalır, kötü hava ruhumuzu karartır... Ve biz yorgunluğa yenilir, yapacağımız güzel işleri erteler dururuz.
İşte size, gün içinde enerjinizi en iyi kullanmanın, hatta 24 saat içinde enerjinizi ikiye katlamanın yolu.
Hem de uygulanamaz mucize reçetelerle, Amerika’da satılan hormonlu haplarla değil.
Günlük hayatınızda yapacağınız bir iki değişiklikle ve kendinize ayıracağınız bilemediniz yarım saatle...
Azize BERGİN / HŞS
07.00 - Ne erken, ne geç
Evet “erken yatıp, erken kalkmak” sağlıklıdır ama... çok erken kalkanlarda, kortizol adlı stres hormonunun salgılandığı ve gün boyu sorunlara neden olduğu, akşama doğru da yorgunluğa sebep olduğu bilinir. Güne çok erken kalkmak zorundaysanız, (hatta her zaman uygulayabilirsiniz) sabah yataktan çıkmadan önce, gerinme egzersizleri yapmayı unutmayın. Önce bacaklarınızı, sonra kollarınızı en son da her ikisini birden iyice (kediler gibi) gerin.
07.30 İyi bir duş
Sabah canlanmanın, güne enerjik başlamanın en iyi yolu duştur. Su, negatif enerji moleküllerini yok eder. (Temizlik gibi bir “yan etki” de cabası...)
08.30 B vitaminli kahvaltı
Enerji demek, vitamin, özellikle de B vitamini demek. Vitamin hapı alın demiyoruz tabii, B vitamini bol, iyi bir kahvaltı edin. Yağı alınmış sütle yumuşatılan yulaflı gevrekler, portakal suyu, meyve ya da bir iki tost ekmeğiyle bal. Ekmeği kızartmak, B vitaminini yakmak demektir. Ama dilim kalın olursa, mesele kalmaz.
10.00 Düzenin fazileti
Bulunduğunuz ortamı toplamak, düzenlemek size çalışma ve yaşama şevki verir. Ev kadınıysanız, dağınıklık üzerinize yorgunluk çökmesine sebep olur. Ortalığı hızla toplayın, bakın size doping olacaktır. İş kadınıysanız da aynı şey; masanızı toplayın, çalışma heyecanınız artsın.
11.00 Çay molası
Saatler ilerledikçe, vücudunuzun yakıtı tükenir, enerjiniz azalır. Depoyu yeniden doldurmakta fayda var. Biraz meyve, bir avuç kuru yemiş, bir küçük yoğurt güç verir. Bir fincan yeşil çay, sinir sisteminizi harekete geçirir. Olmadı, bir bardak normal çay da işe yarar.
12.00 Şimdi de motora su
Enerjik olmak için bol su gerekir. Vücut ısısının sadece yüzde 3’ünü kaybetmek bile sizi çok yorabilir. Yarım saatte bir bir bardak su. Aman unutmayın!
13.00 Proteinin gücü yanınızda olsun
Çoğumuz, karbohidratlı besinlerin bize enerji verdiğini düşünürüz. Doğrudur. Ama unutmayalım ki, karbohidratlı besinler, kandaki şekeri artırır ve bir kaç saat sonra kan şekerinde düşme olunca, bu sefer yorgunluk ve halsizlik baş gösterir. Öğle yemeklerinde, ızgara piliç ve balık gibi vücuda yavaş yavaş enerji veren yiyecekler tercih edilmeli. Bu yiyeceklerin yanında yeşil yapraklı sebze, domates ve soğanla yapılmış salata yenilmeli.
14.00 Sindirim sırasında
Yemekten sonra, vücudun en önemli işi sindirimdir; gücünü bu işe kullanır. Sizin de üzerinize bir yorgunluk, uyku çöker. Yemek sonrası enerjiye ihtiyacınız varsa, biraz destek gerekir. Mesela, Uzakdoğu’da Ginseng bitkisinin kökünden yapılan içecekler içilir.
15.00 Beş dakika temiz hava
Artık bu saatte evinizin ya da büronuzun oksijeni azalmış olur. Bu da yorgunluk hissini arttırır. Başınızı pencereden uzatıp, beş dakika (bulursanız) temiz hava solumak çok faydalıdır.
16.00 Gözleri dinlendirin
Günün bu saatlerinde, bu sefer de gözleriniz yorulur. Gözünüzü ayırmadığınız bilgisayar ya da televizyon da buna sebep olur. Göz bebekleri uzun süre sabit bir noktaya bakınca, hareketsizlik gözü yorar. Önce uzaktaki bir cisme, sonra da çok yakındaki bir şeye bakın. Bunu 4-5 kez tekrarlamak, gözleri dinlendirir.
17.00 İş sıkıntısı işte kalsın
Vücuda zarar veren duyguların en etkilisi endişedir. Aklınızı meşgul eden sorunlar için sürekli endişelenmek, enerji stoklarınızı eritir. İş sıkıntısını işte bırakmayı, kendinizi eğiterek öğrenin. Ertesi güne bıraktığınız işleri, sorunları bir kağıda yazın, karşılarına da olası çözüm çarelerini. “Her şeyin kontrol altında olduğu” hisse size güven verir. “Bunları artık sabah düşünürüz’ deyin ve evinizin yolunu tutun.
18.00 Egsersiz
Enerji kazanmak için biraz enerji tüketmek gerekebilir. Fizik egzersiz, vücuda enerji sağlayan kimyasalları harekete geçirir. Günde hiç olmazsa yarım saat. Hızlı adımlarla yürümek, aerobik hatta basit soluk alma egzersizleri. “Niye akşam vakti?” mi dediniz? Çünkü egzersiz için en uygun zaman, enerjinizin tükenmeye başladığını farkettiğiniz saatlerdir.
19.00 Biraz da değişiklik
Enerjisi azalmış insan için, “her zamankinden farklı şeyler yapmak” dinlenmekten bile faydalıdır. Akılınıza bir yenilik gelmiyor mu? En azından bu akşam da eve farklı bir yoldan gidin.
20.00 Sofrada uyku rejimi
Yoğun bir gün geçirdiniz. Yarın sizi yeni sorunlar, yeni uğraşlar bekliyor. Eğer gece dinlenebilirseniz, rahat bir uyku uyursanız, yeni güne daha güçlü başlayacaksınız. İşte karbohidratlı besinler burada devreye giriyor. Makarna, pirinç gibi karbohidratlı besinlerle süt ürünleri ve balık veya tavuk gibi proteinli besinlerden oluşan bir akşam yemeği rahat uyumanızı sağlayacaktır.
22.00 Ve uyku zamanı
Tabii daha azıyla yetinen bünyeler de var, ama genelde, gece 8 saat uykuya ihtiyaç vardır. Vücudunuz ve kafanız ne kadar ihtiyaç duyuyorsa, o kadar uyumanın yolunu bulmalısınız. Uyku probleminiz varsa, bir uzmana danışarak mutlaka çözün. Haa, son olarak bir hatırlatmada bulunalım: sevişmek, seks yapmak bilinen en “cazip” uyku ilacıdır.
Nedensiz etkiler


Bulunduğunuz çevrenin, ortamın, birlikte olduğunuz insanların ‘‘Enerjinizi’’ yani sizi nasıl etkilediğini biliyor musunuz?

Evet, içinde yaşadığınız oda, ev, mahalle, işyeri ve benzeri mekanlardan birlikte olduğunuz insanlara kadar, dışınızda bulunan hemen her şeyden etkileniyoruz. Üstelik bu etkiler hiç de küçümsenmeyecek boyutlarda olup kimi zaman sempati, kimi zaman antipati biçiminde şuurumuza yansıyor.

Evinizin renginden tutun da içindeki eşyalara ve yerleşim düzenine kadar sizi öyle bir etkiliyor ki, kendinizi ya rahat hissediyorsunuz ya da rahatsız oluyorsunuz ve bunu mantığınızla bilemiyorsunuz.

İnsanın başarısını, sağlığını, ilişkilerini ve aklınıza gelen hemen her şeyi yani bütünlüğünüzü etkiliyor. Sonra içinde yaşadığınız semt ve birlikte olduğunuz insanlardan aldığınız etkiler sizi biçimliyor, değiştiriyor, rahatlatıyor veya gerilim içine girmenize neden oluyor.

Biraz duyarlı, biraz kendisiyle ilgili bir insan şöyle düşünüyor; ‘‘Bana neler oluyor, ben böyle değildim’’ diyor. Yahut, ‘‘hiçbir neden yokken neden böylesine geriliyorum’’ diyebiliyor.

Çünkü, düşünerek çözebileceğiniz bir durum yok ortada. Sadece ve sadece oturduğunuz evden, birlikte olduğunuz insanlardan, hatta yaşadığınız apartmanda oturan herhangi bir komşunuzdan bile etkilenebilirsiniz ve bunu düşünerek bulamazsınız. Sizin bilginizin dışında olan ve bilmenize imkan olmayan pek çok etki size kadar ulaşıp farklı bir hal yaşamanıza neden olabilir. Mesela, yan komşunuz ya da üst katta oturanlar o gün büyük bir gerilim yaşamış, çok üzücü bir olayın etkisinde kalmış olabilirler ve ailece büyük bir gerilim yaşıyor olabilir ve sizin bundan zerre kadar haberiniz olmayabilir. Siz ise gayet keyifli bir gün geçirmiş ve sonrada evinize gelmişsinizdir.

Biraz sonra yavaş yavaş gerildiğinizi, hatta neredeyse kendinizi patlayacakmış gibi hissetmeye başlarsınız ve o dakika ‘‘Ne oluyor?’’ diye sorabilirsiniz. İşte bu hal, hiçbir şekilde sizden kaynaklanmadığı halde size ulaşan etkilerin bir sonucudur ve bunu anlamanız mümkün değildir.

Sonra yeni açılmış bir kafeye gidersiniz ya da davet edildiğiniz bir eve. Salona girdikten biraz sonra içinizde bir huzursuzluk ve gerilim hissetmeye başlarsınız ve içinizden bir an önce kalkıp oradan gitmek gelir. Orada bulunan insanlar mı sizi rahatsız etmiştir acaba? Hayır. Kafede sizden başka kimse yoktur veya ziyaretine gittiğiniz evin sahibini zaten daha önce tanıyorsunuzdur ve o ana kadar böyle bir duygu olmamıştır. Evet, sizi rahatsız eden evin, mekanın kendisidir.

Rengiyle, eşyalar ve süslemeleriyle sizin bedeninize uyumsuz bir elektriğe sahiptir ve biraz sonra bunlar size batmaya başlar.

Belki tek tek baktığınızda çok güzel olabilir fakat, bir araya geldiklerinde meydana gelen etki, sizi huzursuz eder. Tabii bunun tam tersi de mümkündür ve ilk kez bulunduğunuz bu yerden müthiş keyif alabilirsiniz. Kendinizi daha canlı, enerjik ve neşeli hissedebilirsiniz.

İşte böyle. Sadece mekanlar değil, insanlar da kişi üzerinde benzer etkiler yaratırlar ve nedensiz bir biçimde hoşlanırsınız ya da hoşlanmazsınız ve bunun nasıl meydana geldiğini de asla çözemezsiniz.
Duruşunuzu değiştirin

N
asıl durduğunuza hiç dikkat ettiniz mi?.. Kendimizle ilgili hemen her konuda olduğu gibi duruşumuzun da farkında değilizdir. Tabii ki, zaman zaman aynaya bakar ve kendimizi inceleriz. Fakat, bu incelemeyi yaparken sadece nasıl göründüğümüze bakarız.

Genel duruşumuz hakkında aynadaki görüntümüz pek fazla bir ipucu vermez.

Peki bedenimizin farkına nasıl varacağız?

Çoğu zaman sürekli oturmaktan ya da aynı biçimde durmaktan belimiz, bacağımız ya da sırtımızın ağrımasıyla duruşumuzun hatalı olduğunu anlayabiliriz. Fakat, sırtımız ya da herhangi bir yerimizde beliren ağrılarımızın nedenini duruşumuza bağlamayıp ‘Bugün çok yoruldum’ şeklinde bir yorum yaparız. Aslında yorgunluğumuzun ve ağrılarımızın nedeni duruşumuzun bozukluğundan kaynaklanmaktadır. Üstelik, bedenimizin duruşu karşımızdaki kişilere nasıl biri olduğumuz, neler hissettiğimiz hakkında mesaj da vermektedir.

Mesela, yeni tanıştırıldığınız biri karşınızda kamburunu çıkarmış, boynunu bükmüş bir halde duruyorsa, onun hakkında ne düşünürsünüz?..

Hayatından bezmiş, kendine güvenmeyen, düpedüz zavallı biri olduğu duygusuna kapılırsınız. Ve önemli bir konuda son derece yetenekli olduğunu söylemiş olsalar bile içinizden ona sorumluluk vermek gelmez.

Peki, ya siz? Çalışırken, otururken, yürürken nasıl duruyorsunuz.Omuzlarınızı düşürmüş, bedeninizi salıvermişken, kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Böyle bir haldeyken yüksek bir performans gösterebilmeniz mümkün mü? Hayır. Kendinizi bırakmış bir haldeyken iyi ve güçlü hissetmeniz mümkün değil. Kendinizi iyi hissetmediğiniz zaman hem karşınızdaki kişiye kendinizi doğru ifade edemezsiniz, hem de yapacağınız işte başarılı olamazsınız. Böylesine yorgun bir duruşla kısa bir süre içinde kendinizi sanki çok uzun saatler çalışmışçasına bitkin ve sağlıksız hissedersiniz.

İnsanın duruşu, hem psikolojisini, hem de başarısını ciddi boyutlarda etkiler. Sabah evden çıkmadan önce aynaya dikkatle bakın. Kendinizi karamsar ve yorgun hissettiğiniz zaman bakışlarınız sönük, yüzünüzün çizgileri iyice belirginleşmiştir.

Hemen elinizi yüzünüzü soğuk suyla yıkayın. Hatta mümkünse ılık bir duş alın. Sırtınızı dikleştirip omuzlarınızı doğrultun. En sevdiğiniz elbiseyi giyin ve aynanın karşısına geçip kendinizi yeniden inceleyin. Bu arada hoşunuza giden sevdiğiniz konuları düşünün. Yüzünüzün ifadesi değişti, değil mi?

Bir kaç derin soluk alın ve çevrenize bakın. Güzel olan şeyleri görmeye çalışın. Yapacaklarınızı planlayın. Zamanınızı iyi kullanıp günün sonunda kendinizle ilgili planlar yapın. Gün boyu duruşunuza dikkat edin. Kendinizi bırakmayın.

Göreceksiniz, çok daha enerjik, verimli ve başarılı bir gün geçireceksiniz. Üstelik, çevrenizdeki kişileri de olumlu biçimde etkileyeceksiniz.
Tuhaf bir gün


Bugün kesinlikle karar verdim. Fazla uyumak bana yaramıyor. Kimbilir belki herkes için böyledir. Fakat, yorucu günlerin ardından şöyle keyifli bir uykudan daha iyi ne olabilir?

Aslında ben de tıpkı böyle düşünüyorum. Ve bu düşünceyle erkenden yattım. Şöyle 10-15 saat uyursam, zımba gibi olurum diye düşünüyordum. Veee, beş saat sonra cin gibi uyandım.

Zihnim pırıl pırıl, bedenim enerjik. Kısaca kendimi çok iyi hissediyorum. Hemen doğrulup ayaga kalktım. Önce perdeyi açtım. O da ne? Hava daha aydınlanmamış bile. Hemen saate baktım. 05:30

Nasıl olur, diye kendi kendime bir taraftan söyleniyor, bir taraftan ne yapacağımı düşünüyorum.

Uykusuz ve yorucu geçen bir haftanın üzerine şimdi bu durum olacak şey mi? Fakat, kendimi son derece dinamik ve güclü hissediyorum. Kısa bir tereddüt anından sonra yatıp uyumaya karar verdim.

Belki zihnim ve bedenim kendini çok iyi hissediyordu ama bir de mantık diye bir şey var, öyle değil mi? Hemen yattım. Ve hiç düşünmeden kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Oh! ne iyi yapmışsın, dediğinizi duyar gibiyim. Ama, bu ikinci uykunun ardından saat 11:00'e doğru kalktığımda hiç de iyi yapmadığımı anlamış bulunmaktayım. İşte bu yazı, hiç de yeni olmayan bir keşfimin üzerine çıktı. Yani şimdi öğrendiklerimi hemen size de anlatmaya karar verdim.

Önce iyi olmayan durumdan bahsetmek istiyorum;

Kalktığımda başım kurşun gibiydi. Bedenim ise, tam anlamıyla dökülüyordu. Yataktan kalkmamla yeniden kendimi yatağa bırakmam bir oldu. Gözlerimi kapatıp uykuyla uyanıklık arasındaki bir yerlerde bir süre öylece kaldım. Sonra bugün yapacağım işleri düşünmeye başladım. Kalkmam gerekiyordu. Ve yarım saat kadar süren bir uyuşukluktan sonra yavaşça yerimden doğruldum.

Eh, hiç de fena sayılmam. Giyinip önce evdeki işleri yoluna koyduktan sonra dışarı çıktım. Üzerimdeki tuhaflığı tarif etmem mümkün değil. Ama yine de anlatmaya çalışacağım.

Bir defa yolda yürürken sanki sırtımda onlarca yük taşıyormuşcasına zorlanıyordum. Hemen her tarafım kırılıp dökülüyor. Canlanmam lazım diye içimden geçiriyorum. Ve kendimi fena halde zorluyorum. Fakat, bedenimi canlandırmak o kadar önemli değil. Asıl kafamı toparlayabilmek.

Daha doğrusu bedenimin içine girebilmek. Sanki bedenim ve ben başka başka şeyleriz de bir türlü biraraya gelemiyormuşuz gibi bir duygu içindeyim. Etrafıma baktığım hemen hiçbir şeyi algılayamıyorum. Çevremi, puslu bir sis tabakısının içinden görüyorum. Düşünceler ise, zihnimi tamamen terk etmiş gibi.

Yapılacak işleri düşünmeden otomatik olarak yaptıktan sonra asıl işimin başına geçiyorum. Yani bu yazıyı yazmak için bilgisayarın başına oturuyorum.

Yazmak için bedenimde olmam şart. Nihayet aklıma 'topraklanma' çalışması geliyor. Bunca saat nasıl da aklıma gelmedi? Halbuki daha yataktayken yapsaydım bunların hiçbiri başıma gelmezdi. Bu kadar tuhaf bir gün geçirmezdim. Ve sanki denizde yüzer gibi bir duygu içinde bütün gün dolaşmazdım.

Neyse, hemen topraklanma çalışmasını yaptım. Hani size cuma günü Hürriyet'in 'Süper Cep' ilavesinde anlattığım şu 'beden, zihin, dünya' uygulamasını. Ve tabii sonucunu derhal aldım. Yani şimdi kafam daha iyi çalışıyor. Ce en azından cümleleri biraraya getirmek için fazla zorlanmıyorum. Kendinizi böylesine tuhaf hissettiğiniz günlerde size de tavsiye ederim.
Beslenme ve enerjinin etkisi
“Kendi enerjinizle besinlerin enerjisini birleştirin” diyen Çinli uzman Tijen İnaltong; sağlıklı yaşantı ve beslenme ile ilgili önemli ipuçları veriyor. İşte bunlardan bazıları:
* Geleneksel Çin tıbbına göre sabah 07.00 ila 11.00 arası krallar gibi yenilecek zaman. Sabah kalktığınızda ilk iş olarak bir su bardağı ılık suya yarım limon suyu ve bir tatlı kaşığı bal koyup için. Bir şey yemeden önce 20 dakika bekleyin. Böylece vücut güne gülümseyerek başlayacaktır.”
* İnsanın ruh hali, yemek seçimini etkiler. Ayrıca vücudun kendini yenileme yeteneği vardır. Ancak, bunu kullanmasına imkan tanımıyoruz. Besinlerin enerjisiyle insanların enerjisini birleştirerek sağlığımızı koruyabiliriz.
* Aşırı tatlı yiyen biri, yediği şeker yüzünden inişli çıkışlı bir ruh haline sahip olur. Tatlı, kan şekerini yükseltir. Önce iyi hissedersiniz kendinizi, sonra hızlı bir tükeniş gelir. Çözüm daha hafif karbonhidratların tercih edilmesi.
* Çin tıbbına göre, güçlü bir zihin için limon, pirinç, yulaf, buğday, kalsiyum, magnezyum, silikon içeren besinler yemek gerekiyor.
* Enerjinizi reçel ve tereyağı yerine tahıl ve meyvelerden alın.
* Bağırsakların iyi çalışması ve bakterilerden korunması için yoğurt çok yararlıdır. Çünkü yoğurtta bulunan bakteriler bağırsaklardaki fazla rafine gıda ve aşırı ilaç kullanımından dolayı azalan iyi huylu bakterilerin artmasına neden olur.
Enerjik olmak için ne yapmalı hakkinda aciklamalar Enerjik olmak için ne yapmalı konusunda bilgiler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder