27 Ağustos 2011 Cumartesi

Helen Bradford Thompson Woolley

Helen Bradford Thompson Woolley (1874, Chicago - 1947), ABD'li psikolog. Ailesi kadınların eğitim görmesi gerektiği konusundaki düşünceyi destekliyordu. Thompson ve kız kardeşlerinin hepsi okudu. Helen lisans eğitimini 1897 yılında, doktorasını ise 1900 yılında Chicago Üniversitesinde tamamladı.


Angell ve Dewey gibi önemli kişilerde ders aldı. Hocası Dewey Helenin en başarılı öğrencilerinden olduğunu söylerdi. Paris ve Berlin de uzun süre kaldıktan sonra Mount Holyokenin psikoloji laboratuarının yöneticisi oldu. Bir doktor olan Paul Woolley ile evlendi. Filipinlerde bir laboratuarda çalıştı. 1908 yılında Ohioya döndü ve burada çocukların refahı meseleleri ile ilgilendi. Devlet okul sistemi yetenek bürosu yöneticiliğini yaptı. Çocuk işçileri etkileri üzerine yaptığı bir araştırma eyaletin çalışma kanunlarının değişmesine sebep oldu. O dönemde eyaletlerin çoğunda 8 yaşındaki çocuklar, haftada 6 gün 10 saat süreyle ve minimum ücretle çalıştırılıyordu. Helen Detroite Merrill-Pamer Enstitüsü personeli olarak çalıştı.
Çocuk gelişimini ve zihinsel yeteneklerini araştırmak amacıyla bir anaokulu programı oluşturdu. 1924te de Columbia Üniversitesindeki Çocuk Refahı Araştırma Enstitüsü yöneticisi oldu. Helen yaptığı birçok araştırma ile kadınlar üzerindeki olumsuz yargıları kırmaya çalışmıştı. Nitekim o yaygınlar kadınlar hakkındaki bir düşüncenin asılsız olduğu bilimsel tekniklerle kanıtlamaya çalışmış ilk kadın psikologdur. Helen Wolleyin Chicago Üniversitesindeki doktora tezi, kadınların biyolojik olarak erkeklerden aşağı olduğu yolundaki Darwinci düşüncenin ilk deneysel testi idi. Zamanında Darwinin bu düşüncesinin, hiçbir bilimsel araştırmaya ihtiyaç duyulmayacak kadar net ve açık olduğu düşünülmüştü. Helen 25 kadın ve 25 erkek deneğe motor yeteneklerini, duyusal eşiklerini( tat alma, koklama, işitme, ağrı ve görme.) , düşünsel yeteneklerini ve kişilik özelliklerini ölçmek amacıyla bir test bataryası verdi.
Sonuçlar duygusal işleyişlerde cinsiyete dayalı bir farklılık olmadığını, düşünsel yeteneklerde ise önemsenmeyecek kadar küçük farklılıklar olduğunu gösterdi. Bundan başka, veriler, hafıza ve duygusal algı alanlarında kadınların erkeklerden biraz daha nitelikli olduğunu ortaya koydu. Helen bu çıkışı ile biraz tepki topladı birçok kesim tarafından feminist olmakla suçladı.
Onlara göre Helen kadın olduğu için duygusal davranıyordu. Nitekim durumun öyle olmadığını zaman gösterdi. Daha sonra yapılan araştırmalarda da kadın ve erkekler arasında bazı biyolojik farklar olduğunu bu farkların ise bir eksiklik değil bir farklılık olduğu belirtildi. Örneğin bazı araştırmacılara göre kadının beyin yapısından dolayı sözel zekâsının gelişmeye daha elverişli olduğu iddia edildi.
Helen uzun süre psikoloji alanında çalışmalarını sürdürdü. Kendisine feminist yorumları getirenler ise zaman içinde yanıldıklarını gördüler. Nitekim Helen tüm çalışmalarını bilimsel metotları kullanarak yapmıştı. O döneme kadar kimsenin yapmadığını bir kadın yapmış olması hem sevindirici hem de üzücü. Toplumda kadına karşı bir tavır sergilenmesi özellikle dönemin çağdaş bilim adamları olarak nitelendirilen Darwin, Freud gibi tarafından kadına karşı bir ayrımcılık yapmaları elbette üzücüdür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder