27 Ağustos 2011 Cumartesi

Eylül Düşünceleri...

Eylül ayı pek çok kimse gibi bana da ayların en güzeli geliyor. Yazın sıcaklığının ardından Eylülün serinliği insana bir başka tat veriyor. Ara sıra yağan yağmurlardan sonra tertemiz ve berrak mavi göğe bakmak büyük bir zevk ve neşedir. Hele kurak ve çorak bölgelerde yazın sıcaklığının kırıldığı ve bulutların belirmeye başladığı bu ay büyük bir özlemle beklenir. Eylül düşüncelerimize ve duygularımıza tesir eder. Her şeyin geçiciliğini, zevalini ve faniliğini düşündürür. Boş arzuların peşine düşmenin gereksizliğini anlatır. Çünkü Eylülden sonra karanlık, bulutlu, soğuk, karlı, yağmurlu, çamurlu bir mevsim gelir ve fakirleri zangır-zangır titretir. Odununu kömürünü temin edememiş, sobasını yakma gücünden yoksun kimseler için kış bir zahmet ve eziyet mevsimidir.


Eylülde düşünce ve tefekküre dalmak, inzivaya çekilmek, çalışmaya ara verip işlerinin muhasebesini yapmak, öz eleştiri yapmaya çalışmak insana hoş gelir. Yazı ve kalem çalışmaları olanlar bu ayda düşüncelerini daha kolay yoğunlaştırabilirler. Yazdıkları eserleri zevkle gözden geçirip hatalarını düzeltebilir veya yeni tasarılarına başlayabilirler. Eylülün hüzün ve hazan mevsimi olduğuna ve insanda hüzün doğurduğuna inanılır. Her şey insanın elinden kayıyor hissi doğar. Hüznü sevenler de sevmeyenler de vardır. Hüzünde derin bir neşe fark edip onu arayanlar da vardır. Eylül hasadın sona erdiği, kışlık zahirenin ve ihtiyaçların stok edildiği aydı eskiden. Bunu yaptı iseniz kışa sevinerek girerdiniz.           
Eylül veya sonbahar mevsimi aynı dairede dönen farklı çarklar gibi bazı şeyleri andır ve üst üste getirir. Sonbahar, günün dönümünden sonraki ikindi vaktini veya hafta tatilinden bir önceki günü veya ücret alma zamanından önceki haftayı veya insan ömrünün ihtiyarlık çağını hatırlatır. Bundan sonra çalışma bitecek, istirahat ve dinlenme başlayacak, her şeye paydos denecektir. Daha önceki vaktini iyi geçirenler için üzülecek bir şey yoktur. Fakat ümit ve arzularını gerçekleştirememiş olanlar için hazin bir son vardır. İşte bunun içindir ki bazı insanlar Eylül ayını ve sonbahar mevsimini böyle bir son olarak gördükleri için sevmezler. Ölümü, karanlığı, ümitsizliği anımsatan bir ay olarak görürler.           
İnsan her şeyin farkına değişiklikle varır. Bütün aylar Eylül olsaydı şüphesiz Eylülün kıymeti bilinemeyecekti. Dört mevsimin yaşandığı bir ülkede yaşadığımız için şanslıyız. Sıcağı,  soğuğu, serinliği ayrı-ayrı yaşıyoruz. Esasında görmesini bilen için her mevsimin ayrı bir güzelliği vardır. Kışın karın her tarafı beyaz örtüsü ile örtmesinin, baharda toprağın kabarmasının, ağaçlara kan ve can gelmesinin, yazın gıdalarımızı olgunlaştıran sıcaklığın da ayrı bir tadı ve zevki vardır ve bunlara muhtacız. Kışın yeri besleyen yağmurlar olmasaydı susuz kalırdık. Kışın o soğuk ve abus çehresinin nasıl bir rahmeti içinde barındırdığını çoğu görmüyor.  Eskiler şöyle demiş: “görenedir görene, köre nedir köre ne…”           
İlkbahar bir canlanma ve diriliştir. Adeta haşire benzer. Ölü kemiklerin dirilmesi gibi kuru ve ölü dallar yeşerir canlanır. “Dün kemikten külçe halindeydi her çıplak fidan. Bugün olgun kan, bak yüzünden damlayan” diyor Akif. Ah! Siz ilkbaharın tatlılığını çölde yaşayacaksınız. En büyük kontrast orada görüldüğü için çöldeki baharın ihtişamını hiçbir yerde yaşayamazsınız. Ağacı, çiçeği, bitki örtüsü, yeşilliği her mevsim bol olan yerlerde yaşayanlar bu değişikliği o kadar algılayamazlar. Çölde bahar bir başkadır! Allah her şeye bir güzellik katıyor, yeter ki bunları görebilelim. Eskiden yılbaşı Mart ayında idi ve tabiata gayet uygundu. Bunu neden değiştirdiklerini anlamıyorum. Yılın en soğuk ayının yılın başı olarak kabul etmek hiç de uygun değil.            Bu bir Eylül yazısıdır, onu Eylül severlere ithaf ediyorum. Bir Eylül akşamı, bir Eylül günü hatırladığım öyle çok şeyler vardır ki!.. Onları asla unutamıyorum. Eylülün o tatlı serinliğindeki okumalarım bana hayatımın en büyük zevklerini vermiştir. Ne bu Eylülü ve ne de geçmiş Eylülleri hiç unutmayacağım. İlham kapılarının açıldığı aydır Eylül ayı benim için. Bütün Eylül sevenleri selamlıyorum. Tadını çıkarın ve doyunca yaşayın Eylülü. Başka Eylüllere kavuşmak dileğiyle şen ve esen kalın aziz Eylül severler. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder