Duygularınız önemlidir ve duygularınızın sorumluluğunu üstlenmek sizin öncelikli sorumluluğunuzdur. Aileler ile ilgili bazı gerçekler...

  • Gençler kendi hayatları üzerinde çok az kontrol sahibidirler. Aileler, öğretmenler ve diğer büyükler tarafından sürekli yaşamları kontrol edilir.
  • Büyükler genelde gençlerin saygısını kazanmaya gerek duymazlar. Korku ile disiplin sağlamaya çalışırlar.
  • Büyüklerin sağlıklı ve kendine güvenen insanlar yetiştirmek için gençlerin duygularına ve ihtiyaçlarına saygı göstermesi gerekir.
  • Çok az insan gençlerin duygularına, düşüncelerine ve planlarına önem verir.
  • Büyükler genelde gençlerin neye ihtiyacı olduğunu onlardan daha iyi bildiklerine inanırlar.

Gençlere düşen sorumluluk...

  • Duygularınız önemlidir.
  • Duygularınızın sorumluluğunu üstlenmek sizin öncelikli sorumluluğunuzdur.
  • Duygularınız sizin doğal, içgüdüsel ve genetik ihtiyaçlarınızı ifade eder.
  • Duygularınızın ve ihtiyaçlarınızın kontrolünü ne kadar çabuk ele alırsanız, mutlu olma şansınız o kadar artar.
  • Bir gün mutlu olabilmek için mutlaka duygularınızı tanımlamayı öğrenmelisiniz.
  • Duygularınızı açık ve direk olarak ifade etmeyi öğrenmelisiniz.
  • Farklı insanların arasında ve farklı ortamlarda nasıl hissettiğinizi keşfetmelisiniz.
  • Kendiniz için uzun vadede en iyi olan seçimleri yapmalısınız.
  • Duygularınıza saygı gösterilmeyen, dalga geçilen, ciddiye alınmayan, küçük görülen, aşağılanan yada umursanmayan ortamlardan uzaklaşmalısınız. (bkz. Duyguların Geçersiz Kılınması )
  • Sizi mutlu eden işler yapmalısınız (sağlığınıza zarar vermediği ve tehlikeli olmadığı sürece).

Duyguların Önemi

Günümüzde bilgiye ve zihinsel gelişime dayanan bir dünyada yaşamaktayız. Okul kitapları, sınavlar, notlar, test sonuçları ve bilgiye dayalı başarılar ile bombardımana tutulmuş durumdayız. Bütün gençlerden bilgiye dayalı zekalarının gelişmesi için, iyi notlar almaları ve sonrasında üniversiteyi bitirmeleri beklenir. Fakat tüm bunlar Duygusal Zekanın gelişmemesi pahasına yapılır.

Yeni araştırmalar Duygusal Zekanın önemini her geçen gün daha kesin olarak ortaya koyuyor. Dünyanın her yerinden insanlar kişinin bireysel duygularını keşfetmesinin önemini vurguluyorlar. Çünkü artık hepimiz biliyoruz, mutlu olmak için sadece "Akıllı" yada "Başarılı" olmak yetmiyor. Mutluluk para, statü, ün ve mal sahibi olmaktan çok daha fazlasını gerekiyor.

Aileler

Bir çoğunuz ailelerinizin sizi çok "sevdiğini" biliyorsunuz. Ama burda dikkat etmeniz gereken önemli nokta: "Sevildiğinizi hissediyor musunuz?". Sevildiğinizi bilmek ile hissetmek arasında çok büyük fark vardır ve kendinize olan güveninizi en çok etkileyen sevildiğinizi hissedebilmektir. Kendinize güven duymak yaşamda mutlu olmanız için gereken en önemli faktörlerden biridir. Kendiniz hakkındaki düşünceleriniz ve duygularınız aileniz tarafından size verilir. Dolayısıyla ne hissettiğinizi ve aileniz tarafından nasıl etkilendiğinizi bilmeniz oldukça önemlidir.

Başlangıç olarak aşağıdaki soruları kendinize sorun:
  1. Babam tarafından ne kadar sevildiğimi hissediyorum? (0 - 10 arası bir derece verin) _____
  2. Annem tarafından ne kadar sevildiğim hissediyorum? (0 - 10 arası bir derece verin) _____
  3. Babam tarafından sevildiğimi ne zaman yada ne yaptığında hissediyorum? _____
  4. Babam tarafından sevilmediğimi ne zaman yada ne yaptığında hissediyorum? _____
  5. Annem tarafından sevildiğimi ne zaman yada ne yaptığında hissediyorum? _____
  6. Annem tarafından sevilmediğimi ne zaman yada ne yaptığında hissediyorum? _____

Kimin duyguları daha önemli?

Anne ve babaların bazı ihtiyaçları olduğunu anlamanız gerek. Örneğin: Kendilerini güçlü, önemli, değerli, kontrol altında, saygı duyulan ve sözü dinlenen birisi olarak görme ihtiyaçları vardır. Bunu bir kere farkettikten sonra anne ve babanızın tıpkı sizin gibi kendi ihtiyaçlarını gidermeye çalıştıklarını görebilirsiniz. Sizin göreviniz ailenizin duygularını ve ihtiyaçlarını göz ardı etmeden kendi ihtiyaçlarınızı giderebilmenizdir. Mutlu olmak istiyorsanız kendi ihtiyaçalarınızın ve duygularınızın sorumluluğunu üstlenmeniz gerekir. Unutmayın hiç kimse sizi mutlu etmeyecek, siz bunu başaracaksınız. Başka insanlar mutluluğunuzda yardımcı rol oynayabilir ama işi yapan esas kişi sizsiniz.

Mutluluk

1) Siz mutlu olmak istiyorsunuz
2) Aileniz sizin mutlu olmanızı istiyor.

Fakat nedir bu "mutluluk"? Zihninizin durumu. Fakat zihnin bu duruma ulaşması nasıl sağlanır?
Mutluluk, ihtiyaçlarınızın karşılanması ile direk olarak ilgilidir: Hem fiziksel hemde duygusal ihtiyaçlarınız. Fiziksel ihtiyaçlarınız yiyecek, barınak, dokunma ve belkide seks olarak sayılabilir. Bütün bu ihtiyaçlar oldukça açık ve nettir, bir çoğumuz aynı ihtiyaçlara sahibiz.
Fakat duygusal ihtiyaçlarınız çok daha karışıktır. Duygular söz konusu olduğunda her insanın farklı ihtiyaçları vardır. Birisi özgürlüğe ihtiyaç duyarken diğeri güvende olma ihtiyacında olabilir. Birisi değişime ve yeniliklere ihtiyaç duyarken, bir başkası daha sakin ve alışıldık bir düzen isteyebilir. Sonuç olarak garanti olan tek şey, sizin ihtiyaçlarınızı kimsenin sizden daha iyi bilemeyeceğidir: Ne aileniz, ne de sevgiliniz... Dolayısıyla onlar için doğru olan sizin için olmayabilir.

Bağımsızlık demek, kendi başınıza ev tutmanız, kendi paranızı kazanmanız yada bir sevgilinizin olması anlamına gelmez. Tek başınıza araba kullanmak, içki içmek yada tatile gitmek de değildir. Bağımsız olmak demek kendi duygusal ihtiyaçlarınızı giderebilmeniz demektir. Ama bunu yapabilmek için duygusal ihtiyaçlarınızın ne olduğunu bilmeniz gerekir. Peki duygusal olarak neye ihtiyacınız olduğunu nasıl anlarsınız?

Cevaplar duygularınızda gizli

Duygularınız size sahip olduğunuz bir şeyin çok fazla, çok az yada tam kararında olup olmadığını söylerler. Örneğin, yalnız hissettiğinizde, iletişim kurabilecek birilerine ihtiyacınız var demektir. Kalabalık hissettiğinizde çevrenizde daha az insan olmasına ihtiyacınız var demektir. Hissettiğiniz bütün duygular sizin ihtiyaçlarınızı ifade eder. Bu ihtiyaçlar genetiktir ve doğal yapınızdan gelir. Doğa oldukça bilgili bir varlıktır ve siz doğanın bir parçasısınız. Doğduğunuz zaman varlığınızı sürdürebilmek, mutlu olmak ve sağlıklı olmak için kendi adınıza neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilme kapasitesi ile doğdunuz.

Nasıl bir ağacın büyümek ve gelişmek için bazı ihtiyaçları var, sizin de öyle; Heyecan duymaya, bilgi edinmeye, zihinsel aktivitelere, anlaşılmaya, kabul edilmeye, empatiye, özgürlüğe ve yalnız kalmaya ihtiyacınız vardır. Bir çok genç gibi sizde kendinizi ifade etmeye, dinlenilmeye ve anlaşılmaya ihtiyaç duyarsınız. Diğer bir deyimle kabul edilmek istersiniz. Aileler genelde bu ihtiyaçları giderme konusunda pek başarılı değildirler, çünkü anne ve babalar dinlemekten ziyade konuşmaya ve kabul etmekten ziyade yargılamaya eğimlidirler. İdeal olan ailenizin bu ihtiyaçlarınızı belli bir ölçüye kadar karşılayabilmesidir. Peki ailelerinizin sizin ihtiyaçlarınızı karşılaması nasıl sağlanır?

İhtiyaçlarınızı Gidermek

Öncelikle, neye ihtiyacınız olduğunu tesbit etmelisiniz. Sonra bu ihtiyacınızı karşınızdaki insanı suçlamadan ve savunmaya geçmesine yol açmadan sizi duyabileceği bir dil ile anlatmalısınız. Bu oldukça zor! Ama denemeye değer. Zaman ile nasıl yaklaşmanız gerektiğini öğrenebilir ve ailenizi de savunmaya geçmeden sizi sakince dinlemeleri konusunda eğitebilirsiniz. Aslında aileniz üzerinde tahmin ettiğinizden daha çok gücünüz var. Bu gücü nasıl kullanabileceğinizi aşağıda okuyabilirsiniz.

Duygularınızı İfade Etmek

Aileniz yaptıkları her şeyin sizin iyiliğiniz için olduğuna inanmaya ihtiyaç duyar. Fakat onlarda zaman zaman hata yapabilirler. Gerçekte neyin sizin için en iyi olduğunu işin sonunda siz daha iyi bilirsiniz; duygularınızı dinlemeniz yeterlidir. Fakat unutmayın eğer ailenize gidip direk olarak her hangi bir konuda "hata" yaptıklarını söylerseniz, pek çok anne baba gibi savunmaya geçeceklerdir. Peki ne yapabilirsiniz?

Bazı Öneriler
  • Anne ve babanıza emir vermek yerine kendi duygularını ifade etmeleri için yardımcı olun.
  • Niyetlerinin iyi olduğunu ve gerçekten sizin için en iyi olanı yapmaya çalıştıklarını kendinize hatırlatın..
  • Onlarla tartışmaya girmeyin. Aksine sadece 2-3 kelime ile nasıl hissettiğinizi ifade edin.
  • Ne hissettiğinizi söyledikten sonra, daha iyi hissetmek için neye ihtiyacınız olduğunu söylemeye hazırlıklı olun. Örneğin "Sesini yükseltmen beni rahatsız ediyor, lütfen sesinin tonunu alçaltır mısın" gibi....
  • Eğer duygularınıza önem verilmediğini düşünüyorsanız, o zaman açıkça "saygı"göstermediklerini söyleyin. Eğer duygularınızın gerçek olmadığını iddia ediyorlarsa o zaman kendinizi "önemsenmemiş" hissettiğinizi söyleyin. Eğer duygularınızı geçersiz saymaya devam ederlerse, duygularınıza değer vermediklerinden dolayı ne kadar üzgün olduğunuzu ifade edin. Sonra da duygularınıza önem veren insanları aramaya başlayın. Örneğin başka bir aile üyesi, okulda ki bir öğretmen yada tanıdığınız ve güvendiğiniz başka bir büyük.
  • Duygularınıza güvenin.

Gençlerin hissettiği bazı ortak duygular:

Yargılanmış, kritize edilmiş, baskı altında, küçümsenmiş, sorgulanmış, alay edilmiş, önemsenmemiş, hapsedilmiş, zorlanmış, tehdit edilmiş, horlanmış, cezalandırılmış, suçlanmış, anlaşılmamış, güvenilmeyen, saygı duyulmayan, desteklenmeyen, duyulmayan, görülmeyen, önemsenmeyen, umursanmayan...

Tartışırken:
  • Ailenize, tam olarak o dakika da ne hissettiklerini sorun. Kendi duygularınızı ifade etmeden önce onların ne hissettiğinden emin olun, tahminlerle hareket etmeyin.
  • Nasıl hissettiklerini kendilerine tekrarlayın böylece anne ve babanızı duyduğunuzu ve anladığınızı ifade etmiş olursunuz. Örneğin, "Şu anda oldukça kızgınsın...anlıyorum..." gibi
  • Daha iyi hissetmeleri için ne yapabileceğinizi sorun. (muhtemelen başlangıçta bu soruya cevap veremeyeceklerdir, ama vazgeçmeyin zamanla onlarda kendi ihtiyaçlarını ifade etmeyi öğreneceklerdir)
  • Sonra da kendi hissettiklerinizi ailenize söyleyin ve bu şekilde hissetmenizi isteyip istemediklerini sorun.
  • "Sen" kelimesi ile saldırıda bulunmayın.